Keşke Demeden Yaşamak

Hiç keşke demeden yaşamak. Bazılarımızın en büyük arzusu. Hâlbuki bilinemeyen, aslen unutulan bazı kuramlar var. Nitekim insan olmak bunu gerektirir. Keşke demeden yaşanılır mı? Yani hiç hata yapmamış bir eşref-i mahlukat var mıdır ? Varsa da kaybolmuştur.
Şimdi boş sokaklar düşün. Sonra onları yavaş yavaş doldurmaya çalış. Geziyorsun hunharca vakit öldürüyorsun. Ağaçlar çiçekler böcekler vs. vs.. neden hiç insan yok diye düşünüyorsun bir anda. Sonra fark ediyorsun ki insanlar varlar ama sen göremiyorsun. Belki de görmek istemiyorsun. Beklide artık doğan bu olmuş. Ya da sen onları değil onlar seni fark edemiyor. Aslında aynı şeyin arasında yürüyorsun. Gidip geliyorsun ama gittiğin kadar geri gelemiyorsun. Vakitsiz geliyor her şey. Ama sen gelemiyorsun.
Bir anlam aramak. Belki de yaşamanın en büyük hatası budur. Yaşarken bir anlam aramak. İşte burada kaybediyoruz kanımca. Neden dersen ; iki seçeneğimiz yok mudur zaten. Ya çalışıp para kazanırsın – ki bunu yapmadan yaşanılmaz(miş)- ya da her şeyi yabana atar hayatını yaşarsın. Okuyoruz çok para kazanmak için yaşıyoruz mutlu olmak için değil, ama çok para için.Para yolunu mutlulukla kesiştirmiyor. Yolunu satın almış da mutluluk onun için çalışıyor adeta (!). Aslında bence bir gün her şey sona erecek. Biri gelecek ve mutluluk ile para arasındaki o ince çizgide duran ipi öyle bir çekecek ki ip ipliğinden utanacak. Ortadan kopmak yerine başından ve sonundan kopacak. Sonra ortadan biri yine alıp aynı yere koyacak. Boş versene. Eşref-i mahlukat dedik ya zaten. Ne yapsak hata olur. Neyi doğru yapsak fiyat biçerler. Ne zaman ki yüreği olanın teline yağ sürersin belki iki nota verir dünyaya..

Bir yanıt yazın